09.10.2009     Hutbeyi İndir/Yazdır

DUANIN İNSAN HAYATINDAKİ ÖNEMİ

ادْعُوا رَبَّكُمْ تَضَرُّعًا وَخُفْيَةً إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ

(A'raf : 7/55)

Muhterem Müslümanlar!

Dua bir Mü’minin aczini ve ihtiyacını, saygıyla Rabbine arz etmesi ve tazimle O’ndan yardım dilemesidir. Dua; inanma, dayanma ihtiyacı içinde olan insanı Cenab-ı Hakk’a bağlayan manevi bir bağ ve maddi-manevi bütün dertlerin şifa kaynağıdır. Rabbi ile kulu arasında en güçlü bağ, duadır. Dua mânevî dertlerin devası, gönüllerin sefasıdır. Peygamberimiz (s.a.v) duayı; rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, ibadetin özü olarak vasıflandırmıştır. Çünkü duanın özünde yüce yaratana teslim olmak, O’na kulluk etmek şuuru vardır.

Duasız gönüller ise, huzursuzdur ve dinmez bir ızdırap içerisindedir. Nitekim Yüce Allah, Kuran’ı Hakim’de: “Bunlar, Allah’a iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle sükunete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur”2 buyurmaktadır.

Değerli Mü’minler!

Bir insan olarak, çevremizde meydana gelen olaylardan etkilenebilir ve işlerimizin düzensiz gitmesinden de üzülüp sıkılabiliriz. Ancak bu gibi üzüntü ve sıkıntıların geçici olduğunu bilmeli ve bütün hayatımızı sarsacak bunalıma ve strese düşmemeliyiz. Bir mümin için strese veya bunalıma girmek, asla doğru değildir. Çünkü o, hayatın ağır yükleri altında acze ve sıkıntıya düştüğünde, kendisine şah damarından daha yakın, onun en gizli sırlarını bilen ve her şeye gücü yeten Yüce Allah’a güvenir. O’na dua ve niyazda bulunur, O’nun engin lütuf ve keremine sığınır. O’ndan başka, sıkıntılara çare, dertlere deva, hastalıklara şifa ihsan edenin olmadığını bilir. Çekilen sıkıntıları, ebedi mükâfat vesilesi bir imtihan olarak değerlendirir ve teselli bulur.

Değerli Müminler!

İnsan, sadece darda olduğu zaman degil, rahatlık zamanında da dua etmeli ki sıkıntılı anında yaptığı dualar kabul olsun. Ve yine insan, duasında sadece kendisi için dua etmekle kalmamalı, herkes için dua etmeli ve Allah’ın rahmetini daraltmamalıdır.

Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadir: “İnsan, elini açarak Allah’tan hayır birşey dilerse, yüce Allah kulunun elini boş çevirmekten haya eder.”3 Samimiyetle yapılan duaların kabul edileceği bu hadisle müjdelenmektedir.

Allah Teala hutbemin başında okuduğum ayet’i celilede: “Rabbinize samimiyetle yalvararak gizlice dua edin. Biliniz ki Allah, haddi aşanları sevmez.”4 buyurarak duanın nasıl yapılacağını ve adabını da bizlere öğretmektedir.

O halde, Rabbimize her zaman ihtiyaç duyduğumuz, O’na samimiyetle bağlılığımızı ifade etmenin en güzel yolu olan duayı ihmal etmemeliyiz. Özellikle dua ile dile getirdiğimiz hayırlı sonuçların gerçekleşmesi için aynı zamanda bütün gayretimizle çalışmalıyız.

____________________________________
[1] Tirmizi, 3368, 3369.
[2] R’ad, 13/28.
[3] Tirmizi No: 3556
[4] A´râf, 7/55.