01.01.2010 Hutbeyi İndir/Yazdır

İyilik ve Takvada Yarışmak

بِسْمِ اللهِ الْرَحْمنِ الْرَحِيِم
إنَّ الَّذينَ امَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَاَقَامُوا الصَّلوةَ وَاتَوُا الزَّكوةَ لَهُمْ اَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَ لا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلا هُمْ يَحْزَنُونَ

Bismillahirrahmanirrahim
[Rahman ve rahim Allah’ın adıyla]
“İman edip ve iyi işler yapan, namaz kılan ve zekat verenler var ya, onların mükafatları Rabbleri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.”

[Bakara suresi, ayet 277]

Muhterem Müslümanlar!

Lütuf ve kerem sahibi yüce Allah, gönderdigi peygamberlerle bizlere hem dünya ve ahiret mutluluğunun yollarını göstermiş, hem de günahlardan sakınarak takva sahibi insanlar olmamızı telkin etmistir. Takva, kişinin itaatte bulunarak nefsini Allah’ın korumasına bırakması ve bu surette, ahirette zarar ve elem verecek şeylerden kendini iyice koruması anlamına gelir. Yüce dinimiz İslam, “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz, iyiligi emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışır ve Allah’a inanırsınız.”[1] ayet-i kerimesinin mealince, iyi işler yapıp Allah’ın rızasını kazanmamızı bizlere emretmiştir.

Değerli müminler!

İyilik; yüce Allah’ın istediği çizgide salih amellerle dolu bir yaşantıdır. İyilik; cömertliktir, gönül zenginliğidir. Iyilik; sadakattir, merhamettir, tebessümdür. İyilik; kötülükleri bertaraf etmek, kötülüklerin yaşanmadığı bir toplum meydana getirmektir. İyiliğin değerini, kötülügün topluma kazandırdığı felaketleri gördügümüz zaman daha iyi anlayabiliriz. Bu anlamda iyilik; aynı zamanda kötülüğe karşı tavır koymanın da bir başka adıdır. Sevgili peygamberimiz kötülüge karşı tavır koymamanın topluma getireceği felaketi bir örnekle şöyle açıklar: “Yolcular gemideki yerlerini kur’a ile belirler. Kur’a sonucu bir kısmı geminin üst katına, bir kısmı da alt katına yerleşir. Alt kata yerleşenler, burada su olmadığı için, su ihtiyaçlarını görmek üzere üst kata çıkmak durumundadırlar. Su almak için, üst kata çıktıkları vakit üst kattakilerin yanından geçiyorlar. Bunun üzerine kendi aralarında konuşurlar: ‘Alt katta bir delik açsak da su ihtiyacımızı buradan görsek ve yukarıdakileri rahatsız etmesek iyi olur’ derler ve geminin alt kısmında bir delik açmaya başlarlar. Şimdi üst kattakiler bunları gördükleri halde bu yaptıkları işe göz yumar, ses çıkarmayacak ve engel olmayacak olurlarsa, açılan delikten içeriye su dolar ve gemi batar. Böylece sadece deliği açanlar değil, gemide olanların hepsi boğulur. Eger üst kattakiler bu işten onları men ederlerse kendileri de kurtulur, onları da kurtarmış olurlar.”[2]

Aziz cemaat!

Allah`ın rızasına uygun, iyi işler yapanlar, Allah katında müttaki olan kimselerdir. Cenab-ı Allah müttaki kimseleri Bakara suresinin 177. ayet-i kerimesinde mealen şöyle tarif etmektedir: “İyilik; yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmek değildir. Asıl iyilik o kimsenin yaptığıdır ki, Allaha ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. Yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekat verir, anlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar bu nitelikleri taşıyanlardır. Müttakiler ancak onlardır.”[3] Eğer Allah`ın bizden istediği doğrultuda, takva ehli kimseler olursak Cenab-ı Allah, bizlere bereket kapılarını açacağını şöyle müjdeliyor: “O ülkelerin halkı inansalar ve takvada bulunsalardı, günahtan sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik.”[4]

Kıymetli müminler!

Allah’ın rızasını, cennet ve nimetlerini elde etmenin yolu, iyilik ve takvada çaba sarfetmekten geçtiğini iyi bilelim. Şu fani hayatımızı iyi ameller yaparak, iyi izler bırakarak yaşamaya çalışalım. Günahlardan uzak olalım. Hep hayırda yarışalım. Birbirimizle iyilikte yardımlaşalım. Hutbemi, bir ayet-i kerimenin mealiyle bitiriyorum: “İman edip ve iyi işler yapan, namaz kılan ve zekat verenler var ya, onların mükafatları Rabbleri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.” [5]


Veysel YILMAZ, Würselen Camii Din Görevlisi
____________________________________
[1] Al-i İmran, 110.
[2] Sahih-i Buhari, Şirket, 6.
[3] Bakara, 177.
[4] Araf, 96.
[5] Bakara, 277.